Sbs-Ygs annesi değilim-Berk'in annesiyim..


         
        Keşke çocuk olsak deriz, o günlere dönsek, sabahtan akşama sokaklarda oynasak ve annemizin seslenmesiyle vaktin bittiğini anlasak.. Bir uçurtmada hayallerimizi uçursak, eve dizlerimiz yara içinde ama mutlu dönsek, düz duvarlara tırmansak, küçücük bedenimizin ötesinde umutla ve heyecanla dolu kocaman bir kalbimiz olsa...

          Bugünün çocukları ileride çocuk olsak keşke diyecekler mi  hiç sanmıyorum. Sokaklarda oynayamadı onlar, komşuların sarkıttığı sepete ekmek koyamadılar, eve ter içinde gelip annenin hazırladığı ekmek arası peyniri kapıp arkadaşlarının yanına dönemediler,bisikleti de yaz tatillerinde gördüler şanslılarsa.. Onların çok çalışması lazımdı çoook..
   
    Beş gün okula, haftasonu dershaneye gittiler. Bu çalışma temposu büyüklerin bile kaldırabileceği bir şey değildi ama biz onlara çok çalışman lazım dedik. Okuldan eve gelince ödevlerini yaptılar, bu bize yetmedi, kaç test çözdün bugün diye başlarına dikildik. Yanımıza geldiklerinde niye oturuyorsun sen, dershane ödevin yok mu, projen ne oldu diye azarlayıp, odalarına geri gönderdik.. Haftasonu hadi bakalım dershaneye diyip dershanelere götürdük, onlar makineydi biz ne dersek program oydu.. Dershaneden çıkışta biraz değişiklik olsun diye AVM'lere götürdük onları.. Çocuk dediğin AVM de büyür ya, yapılacak en eğlenceli şey onları kapalı mekanlara tıkıştırmaktı. Eve geldiğimizde hadi bakalım, gezdin eğlendin, rehberliğin verdiği programa göre testlerini çöz ve kitap oku dedik . Başları önde odalarına gitmelerini zaferle izledik. Okuldan ve dershaneden gelen öğrenci durum bilgilendirmelerini duygusuzca inceleyip, parmağımızı sallaya sallaya ne kadar para veriyorum ben dershaneye haberin var mı, ne bu netlerin hali, çalış yoksa külahları değiştiririz dedik. Diğer çocukların aileleriyle oturup çocuğumuzun dedikodusunu yaptık, bilmem kimin çocuğunu gördünüz mü birinci olmuş, bizimkilerde iş yok iş.. Çocukların dış dünyayla bağlantısı sayemizde bilgisayar oldu, evden dışarı çıkmamalarını garantilemek için birkaç da oyun aldık ama netlerine göre bunu oynamaya hak kazanabilirlerdi. Çocukları motive etmek için arkadaşlarını kullandık, o nasıl yapıyor sen salak mısın, böyle davranarak güya azim aşıladık.

             Sınav günü gelip çattığında evden dualarla çıktık, yol boyunca engin deneyimlerimizden faydalanarak tavsiyelerde bulunduk, iyi bir yeri kazanamazsa dünyanın sonu olduğunu vurgulayıp aman kızım-oğlum bu kadar emeği,harcadığımız parayı çöpe atma dedik.. Öğrenciler içeri alınmaya başlayınca herşeyi tek tek kontrol ettik, hadi göreyim seni diyip onu hayatının sınavına uğurladık.. İçeri girmeden önce dönüp bize bakarken, gözlerindeki korkuyu ya yapamazsam beni sevmez misiniz endişesini görmedik.. O tertemiz kalplerinin bizim hırslarımız yüzünden nasıl attığını duymadık, hayat acımasızdı ya biz de öyle olmak zorundaydık.. Onlar çocukluklarını hatırlamak bile istemeyecekler çünkü biz onlardan bugünlerini çaldık...

            Ben sbs-lgs bilmem ne annesi olmak istemiyorum çünkü ben oğlumu hiç bir sınavla ölçülemeyecek ve hiç bir şifreyle çözülemeyecek kadar çok seviyorum..
        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder