İçimizdeki deprem- Van

   Hepimiz bir deprem haberiyle sarsıldık. Kandilli önce açıkladığı deprem şiddetini değiştirdi, içimizi bir korku saldı sonrasında haberlerde enkaz görüntülerini izledik. Feryat eden kadınları, oradan oraya bilinçsizce koşuşturan ,elleriyle enkazı kazıp yakınlarını çıkarmaya çalışan insanları gördük. Yıkılan bazı binaların etrafında sapasağlam binalar vardı, malzemeden çalanların insan hayatından çaldıklarını bir kere daha anladık. Denetim- işte o beceremediğimiz şeylerdendi....


   Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştı, diğer illerden arama-kurtarma ekipleri yola çıktı, sosyal medya kullanıcıları ihtiyaç duyulan malzemeleri hızla yaydılar, firmalara baskı uygulanmasında müthiş etkileri oldu, gönüllüler Van’a gidip yardımların dağıtılmasında yardımcı olmaya çalıştılar, medya yardım kampanyaları düzenledi.
    Ama koordinasyon- onda da pek başarılı değildik... Ardından yağma görüntüleri yayınlandı, önyargılı insanlar bunu fırsat bildiler, oysa bu insanlar depremzede ve yardım almak için bu hale getirilmemeliydiler.. Yardımların dağıtıldığı yerlerdeki kuyruklar ve o her koşulda var olan gereksiz bürokrasi hepimizin içini acıttı... Yakınları enkaz altındaki insanlardan evrak tamamlayıp sıraya girmelerini bekledik oysa biz onlara gitmeliydik..

    En temel malzeme çadırdı- o açıdan Kızılay tam bir başarısızlığa imza attı. Yeterli sayıda çadır yoktu stoklarda ve insanlar sokaktayken Kızılay çadır dikip yetiştirmeye çalıştı.. Çadırlar doğru kurulmuyor dedi sonra, birilerini insanlara yardımcı olmak için gönderemez miydi acaba? Diğer bir karışıklık yardımların düzenlenmesinde çıktı, oradaki hata tek elde toplanamaması oldu.. önce ihtiyaç duyulan malzemeler ve miktar açıklanmalıydı, sonra toparlananlar istiflenerek gönderilmeliydi.. Depremzede paketleri eşip ihtiyacı olanı aramamalıydı.. Bir çok yardım malzemesinin-sobalar gibi- kırıldığını, gıdalarının bozulduğunu ve bazı malzemelerde yığılma olduğunu gördük..

    Bu karışıklığı fırsat bilen birileri ki aslında onlar acıdan beslenir, yardım paketlerinden taş- bayrak çıktı, kurtarılanlara yetersiz müdahale yapıldı gibi başlıklar attılar.. Birileri bundan etkilendi, iyilik de yaramıyor dedi.. Şükür İstenilen olmadı , azınlıkta kaldılar, genel duyarlı ve akıllı davrandı.. Sağlık açısından da eksikler vardı, kabul edip sonrası için önlem almamız lazım.. Hastahanelerin de sağlam olmadığını anladık, bu depremde olabilecek en kötü şeylerden biri oysa, bakanlığın bu konuda mutlaka bir çalışma yapması lazım...

   Bu acıyı atlatamadan yeni bir deprem daha oldu Van’da, girebilirsiniz denilen binalar yıkıldı, enkazların altında kurtarma çalışmaları için gelen Japonlar ve o zor koşullarda bizim için haber yapmaya çalışan gazeteciler kaldı.. Halk öfkeliydi, haklıydı da bana sorarsanız ama polisin müdahalesi sert oldu.. Depremin vurduğu insanlara bir kere de biz vurmuş olduk böylelikle.. Bir gece önce izlediğimiz erken doğum ünitesinde bırakılan bebekler gibi çaresiz bu insanlar, yakınlarını, evlerini ve sahip oldukları ne varsa kaybettiler.. Biz yaralarını sarmayı pek beceremedik, buradan alınması gereken çok ders ve yapılması gereken çok hazırlık var....

Azra bebekler için hep beraber yapmalıyız bunu..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder