Çocuk Gelişimi


Ergenlik Kabus mu ?
      
    
     Benim o masum,birtanecik çocuğum gitti yerine bir canavar geldi. Onu tanıyamıyorum. Aileler bu durumun kendilerine yaşattıklarını genelde bu cümleyle özetlerler. Çoğu aklını kaçıracağını düşünür, özellikle anneler daha panik bir haldedirler. Zor bir durum baş gösterdiğinde kendilerini o kadar çaresiz hissederler ki ya ağlamaya başlarlar ya da çocuğu beni öldüreceksin gibi duygusal tehditlerle yola getirmeye çalışırlar. Önce bir sakin olun. Düşündüklerinizi değerlendirin. Bu düşünceler hep tek taraflı, öznel yargılardır. Siz bu durumdan etkilenensiniz, peki çocuğunuz ne halde? Asıl yardıma ihtiyacı olan çocuktur,bunu aklınızdan ne olursa olsun çıkarmayın. Hayatta ne kadar ağır yükümlülükleriniz olursa olsun en önemli sorumluluğunuz çocuğunuzun sağlıklı bir birey olmasıdır. Bunun için gereken savaşı ne kadar iyi verirseniz o denli sağlıklı ve mutlu bir çocuğa sahip olursunuz. Burada en önemli görev anneye düşer. Annenin doğuştan gelen,Tanrı vergisi bir duygusal içgüdüsü vardır. Ne olduğunu yada olacağını çocuğunun bakışından anlar. Eşinizin sizi desteklemesini sağlayın, farklı kararlar yada iki ses, sizi çocuğunuzun kontrolü altına sokar. Bir gemide iki kaptan olmaz. Sorun çözümlemede en etkili başlangıç-açık iletişimdir-. Çocuğunuzla hayatı paylaşın,en yakın arkadaşlarını, neler yaptığını,onu üzen şeyleri,beğendiği biri olup olmadığını,okul hayatını ondan öğrenin. Araya aracılar,amcalar-teyzeler,koymayın. Sadece başarılarında yanında olmayın, hatalarında ön sırada yerinizi alın. Bir hata yaptığında kızıp,bağırıp çağırmak yerine, neden sorusunu sormayı öğrenin. Cezalar, yeterince ilgilenilmediğini düşünen bir çocuk için,ilgi çekme aracı haline gelebilir; bunun yerine ödüllendirmeyi(abartıya kaçmadan)tercih edin. Ders çalışmayan,okulda başarısız bir çocuğunuz varsa, onu yerden yere vurup, Ahmetle-Ayşeyle karşılaştırmak yerine,ona nasıl yardımcı olacağınızı araştırın. Çocuğumuzsa salak,geri zekalı demek onu bu hale getirmeye çalışmaktır. Çoğu dahinin öğrenme zorluğu yaşadığını, Edison'un 12 yaşında okuldan öğrenme zorluğu nedeniyle atıldığını hatırlayın. Çocuğunuzda başarısızlık korkusu olabilir, derslerinden takviyeye ihtiyacı olabilir, geç olmadan gereken önlemleri alın. Arkadaşlarınıza dert yanmak yerine, gerektiğinde bir uzmandan yardım almayı bilin. Çocuğunuzun farkında olmadığınız bir yeteneği olabilir, belki hayatına bu yetenek yön verecektir,çocukları bir kağıt parçasındaki notlarla değerlendirmeyin.
Etiketler:

Ergen ebeveyni olmak
        Şüphesiz dünyanın en zor işlerinden biridir. Daha önce genelde gözünüzün içine bakan, sözünüzden çıkmayan çocuğunuz isyan bayrağını eline almak üzeredir. Ebeveyinlerin elindeki mutlak güç ve bunun dayandığı otorite elden gitmek üzeredir.. Ailelerin kafası gayet karışık, kararları değişken, bu krizi nasıl atlatacaklarına dair fikirsizlik egemendir... Bu durumda anahtar kelime sabırdır. Disiplin tek başına kontrol sağlamaktan çok dağıtıcı bir hal alabilir. Çocuğunuza ilk yıllarından itibaren sevgiyle disiplin vermeyi öğrenin. Sevgi olmayan bir yerde ne saygı ne otorite kalıcı olabilir,bunu aklınızdan çıkarmayın. Bence bütün anne ve babaların elinde olması gereken bir kitap var. Prof.Dr. Atalay Yörükoğlu'nun http//www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=41176 Çocuk Ruh Sağlığı kitabı. Bu kitap size en zor durumlarda nasıl başedeceğinizi anlatmak için hazırlanmış. Bunu okuyun ve çocuğunuzun kişiliğinin oluşmaya başladığı yıllardan itibaren anlatılanları uygulayın. (Birçok psikoloğa göre bu iki yaş civarıdır). Şunu da aklınızdan çıkarmayın, bütün çocuklarda işleyecek sihirli bir formül yoktur. Her çocuk ayrı bir dünyadır ve sizin çocuğunuzu sizden iyi kimse tanıyamaz. Öğrendiklerinizi çocuğunuzun gereksinimlerine ve kişilik özelliklerine göre biçimlendirin.
Etiketler : Ergenlik sorunları, ergenlik ve aileler, çocuk ruh sağlığı

Karşı cinsi keşfetme

 
     Tam bu günlerde ilişkiler de değişmeye başlar. Daha önceleri beraber koşturup oynadığımız arkadaşlarımız da değişmektedir. Küçüklükten beri beraber olduğumuz erkek arkadaşlarımızla aramızda yavaş yavaş bir duvar örülmeye başlar. Kız arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmeye, erkek arkadaşlarımızdan yavaş yavaş uzaklaşmaya başlarız. Sokaktaki oyun arkadaşımız eskisi kadar yakın değildir bize çünkü başka bir cinse aittir. Kadınlarda duygusal zeka bu dönemlerde iyice şekillenmeye başlarken erkeklerin daha mekanik bie zekaları vardır. Onlar aniden hırçınlaşmanıza,kırılmanıza,küsmenize,gelgit hallerinize bir anlam veremezler.. Daha önce incelemediğimiz erkek arkadaşlarımıza farklı bir gözle bakmaya başlarız. Yıllardır gözümüzün önündeki erkek arkadaşımızın aslında ne kadar yakışıklı olduğunu bir anda kavrarız. İşte bu kavrayış, bizdeki değişimin en önemli belirtilerinden biridir. Çevremizden olmayan birinin bizimle ilgilenmeye başladığını duyarız, beğenilmeye başlamışızdır. Biri bizi güzel,sevimli,neşeli yada çekici bulur. Bundan sonra ilişkilerimize bu algılamalar şekil verecektir. Belki de bu yüzden yakın erkek arkadaş edinmekte, bunu başkalarına kabul ettirmekte zorlanırız. Ateşle barut ne de olsa yan yana durmaz. Bir kadınla erkeğin bu kadar samimi olması mümkün değildir, muhakkak er ya da geç aralarında birşeyler olacaktır.. İlk çıkma teklifleri gelir,cinsel kimliğini yeni keşfetmeye başlamış,farklı dünyalara ait iki cins bir arada olma çalışmalarına bu dönemde başlar...
Etiketler:

Genç kızlığa doğru..
    Küçük kız artık büyümeye başlamıştır. Bu ilk evreler regl öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılabilir. Vücut değişmeye başlamış,hormonlar harekete geçmiş, doğanın yadsınamaz kanunu ilk sinyallerini göndermeye başlamıştır. Psikolojik olarak tam bir kaostur, anne bu değişimle ilgili teknik bilgileri vermiş, bundan sonra ona eşlik edecek olan ped arkadaşla tanışılmış,hijyenik bilgiler edinilmiştir. Kız çocukları bunu arkadaşlarıyla bile paylaşmakta zorluk çekerler,çocukluktan büyüklerin dünyasına sert bir adımdır. Oyunlara katılmaz böyle günlerde ama nedeni sorulduğunda başım ağrıyor gibi sebepler sıralanır. Göğüsler büyümeye başladığından kız çocukları oyun oynarken daha dikkatlidir. Bir yandan bu yükü taşımaya çalışır,bir yandan da kendilerindeki bu değişimi oğlanlardan saklamaya çalışırlar. Bu günlere dair aklıma gelen bir anımı paylaşıyım sizinle. Oğlanların en büyük eğlencesi sütyen kontrolüydü.. Ders dinlemeye çalışırken birden sırtınıza uzanan bir el, sütyenin sırtınızdan bir an uzaklaşıp, pat diye sırtınıza yapışması, oğlanların kahkahaları... Bizde de utanç.. Bu duruma düşmemek için sütyen takmadığımız olurdu... Anneyle bunlar paylaşılmazdı, bu harekete cesaretlendirdiğimiz düşünülürdü belki...
Etiketler: